MİRAS – Elif Uras
Ekonomi ve hukuk alanlarında eğitim almış olan çağdaş Türk sanatçı Elif Uras her zaman adalet ve eşitlik kavramlarına ilgi duymuş. İslami gelenek ile çağdaş sanatı bir araya getiren Uras, seramik ve resimlerinde toplumsal cinsiyet ve sosyo-ekonomik yapı meselelerine odaklanıyor.Portre Fotoğrafçısı: Ceren Çalışkan Eker
Onu, “miras” kelimesi aracılığıyla daha yakından tanıyoruz.
“Miras” kelimesini en son ne zaman kullandınız, duydunuz ya da deneyimlediniz?
Bu kelimeyi işlerim hakkında konuşurken, özellikle “kültürel miras” bağlamında kullanıyorum.
Bu kelime size hangi duyguyu hissettiriyor?
Bizden önce sayısız farklı medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapmış bir coğrafyanın parçası olmanın minnettarlığını hissettiriyor.
Bu kelime sizinle ya da eserlerinizle nasıl ilişkili?
Sanatıma ilham veren unsurların büyük bir kısmı, Neolitik döneme ait heykel ve seramikler, Anadolu’da yapılan arkeolojik kazılar, Yunan vazoları, Roma mozaikleri ve Selçuklu ile Osmanlı seramik gelenekleri gibi bizlere miras kalan sanat ve zanaat geleneğinden besleniyor.
Bir sonraki söyleşi konuğumuz için seçtiği üç kelime:
coğrafya, antikite, modernite
1972, Ankara doğumlu Elif Uras, Brown Üniversitesi ve Columbia Hukuk Fakültesinde eğitim aldıktan sonra School of Visual Arts ve Columbia Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinden diplomalar almıştır. Şu anda New York ve İstanbul arasında yaşayan sanatçı küreselleşmiş, tüketim odaklı, neoliberal dünyada değişen toplumsal cinsiyet ve sınıf yapıları üzerine çalışıyor. Resimleri, anlatılar ve toplumsal yorumlar içerirken, devasa minyatürleri andıran eserlerinde Sürrealist imgeler, Ekspresyonist renk paletleri ve arabesk motifleri harmanlıyor. Uras’ın seramikleri ise Osmanlı İmparatorluğu’nun efsanevi çinilerinin üretildiği İznik’te şekilleniyor ve modernite ile gelenek arasındaki çatışmayı ele alıyor.
Eserleri arasında Victoria & Albert Müzesi, Metropolitan Sanat Müzesi ve Collezione Maramotti gibi prestijli koleksiyonlarda yer alan çalışmalar bulunuyor. galerist.com.tr