BİR CUMHURİYET DÖNEMİ MİMARI: VEDAD TEK
Türkiye Cumhuriyeti 100. yaşını kutlarken geriye dönüp Cumuriyet'in kurulduğu yılları mimari tarih üzerinden anımsıyoruz. Dönemin en önemli mimarı, aynı zamanda 1. Ulusal Mimarlık Akımı'nın da öncülerinden Vedad Tek'in eserleri arasında bir yolculuğa çıkıyoruz.
VEDAD TEK EVİ
İstanbul Nişantaşı’nda yaşayan ya da semte sık gidenlerin çoğunun çok iyi bildiği bir yapı vardır: Valikonağı Caddesi ile Süleyman Nazif Sokağı’nın kesişim noktasındaki Vedad Tek Evi. Mimarın, kendisi ve ailesi için tasarlayıp inşa ettirdiği yapı 1914 yılında tamamlanmış. 1. Ulusal Milli Mimarlık Akımı’nın en güzel örneklerinden birisi olan bu evin Vedad Tek’in mimari dilini en iyi özetleyen eseri olduğunu söyleyebiliriz. Cephesindeki eklektik denebilecek süslemeleri ve çinileriyle komşularından ayrılan bu evde meşhur Zihni Bar’ın da yakın zamanda yeniden hayata geçirilmesi bendeki anıları da canlanmış oldu. İsmini Vedad Tek’in kızı Selime Yekta Işıtan’ın isminden alan Yekta Restaurant’ın da yıllarca binanın alt katında konumlandığını da ekleyeyim. Yine aynı semtte, Teşvikiye’de bulunan Güneş Apartmanı (1914) da yine Vedad Tek imzalıdır ve Vedad Tek Evi ile eş zamanlı bir projedir. Şimdi gelelim bu satırların esas konusu olan Vedad Tek’e.
1873 yılında İstanbul Beşiktaş’ta dünyaya gelen Vedad Tek’in babası, Osmanlı idaresinde önemli görevler üstlenmiş bir devlet adamı olan Sırrı Paşa’dır. Yani Vedad Tek’in aristokrat bir aileden geliyor olması sebebiyle şanslı bir çocukluk geçirdiğini ve üst standartlarda bir eğitim aldığını söylemek mümkün.Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına denk gelen en parlak dönemi onun Atatürk ile de çalışmasına firsat tanımış. Ancak Atatürk ile Vedad Tek arasında yer yer anlaşmazlıkların olduğu konuşulan bu işbirliğindeki pek çok bilinmez konuyla ilgili doğru bir bilgiye sahip olmamızı engelliyor.
BÜYÜK POSTANE
Mimar Vedad Tek’in kariyerinde Sirkeci’deki Posta ve Telgraf Nezareti binası (günümüzde Büyük Postane) önemli bir dönemeçtir. Bu yapı, Tek’in adı ve kimliğiyle bütünleşmiştir. Abdülhamit, haberleşmeye verdiği önem doğrultusunda posta ve telgraf işlerini tek bir çatı altında birleştirme kararı alınca, Vedad Bey yeni bir postane yapımı için görevlendirilmiştir. Osmanlı geç dönem mimarlığının karakteristik örneklerinden biri olan bu anıtsal yapı, 1 Eylül 1903’te Sultan’ın tahta çıkma gününde ilk taşı koyulmak üzere başlatılmıştır. Tamamlanması beş yıl süren ve 90 metreye 40 metre boyutlarındaki binanın günümüzde de Sirkeci’nin en heybetli binası olduğunu söyleyebiliriz. Vedad Bey, Posta ve Telgraf Nezareti binasının inşası sırasında harap durumda olan 1437 tarihli Hobyar Mescidini restore etmiş ve yeni bir tasarım eklemiştir.
Ayrıca, binanın bitimine yakın bir süre içinde Sultan Ahmet Meydanı’nda Defter-i Hakani binasının inşasına başlamıştır. Kastamonu Hükümet Konağı için geliştirdiği modeli, Defter-i Hakani binasında da kullanmıştır. Bu yapı, erken betonarme kullanımıyla öne çıkan bir özellik taşımaktadır ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
CUMHURİYET DÖNEMİ
Mimar Vedad Tek, Cumhuriyet döneminde Ankara’ya davet edilerek Mustafa Kemal’in konutunu onarmış ve Ankara’da II. Meclis Binası ve Ankara Palas Oteli’nin inşasına liderlik etmiştir. Ancak Ankara Palas Oteli projesinde yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle proje yarıda kalmış ve Vedad Bey İstanbul’a dönmüştür. Bu anlaşmazlık sonrası Atatürk’ün görüş alanından çıktığını söylemek mümkün.
NİŞANTAŞI EVLERİ
Cumhuriyet heyecanı ve ekibiyle ilişkisi kısa sürse de mimari olarak özellikle art deco eserlerinin sadeliği ve yalınlığıyla Cumhuriyet dönemi mimarisinde söz sahibi isimlerden olabilmiştir. Ankara ile pek de ilişkisi kalmayınca İstanbul’da, Nişantaşı ve çevresinde konut inşası projelerine devam etmiş ve Sanayi-i Nefise Mektebi’nde hocalık görevini sürdürmüştür. Yeni koşullarda betonarme konut yapımına da yönelen Vedad Bey, günümüzde yerinde olmayan Nişantaşı’ndaki Yayla Apartmanı gibi bir dizi apartmanın inşasını da gerçekleştirmiştir. Bunlardan biri de Çemberlitaş’ta 1934’te inşa edilen ve art deco üsluptaki “Sinanağa Daireleridir”.
Mimar Vedad Tek, şeker hastalığı nedeniyle 1942 yılında İstanbul’da vefat etmiş ve Edirnekapı Şehitliği’ne defnedilmiştir. Oğlu Nihad Vedad Tek de mimarlık alanında kariyer yapmış ve önemli eserlere imza atmıştır.
Kaynak: https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/mimar-mehmed-vedad-tek-1873-1942/