CI BLOOM’UN EN GENÇ ÜYELERİ

Çağdaş sanatın gelişimine odaklanan; yalnızca Türkiyeli galerilerin katıldığı sanat fuarı CI Bloom, 1-4 Haziran'da Lütfü Kırdar ve Rumeli Salonunda gerçekleşecek ikinci edisyonuyla, sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. CI Bloom’un en genç katılımcıları Den Art, Galeri Bosfor, Kairos Gallery ve Simbart Art Projects’in kurucuları ile sohbet ettik.

KAIROS GALLERY- Ezgi Yıldız

CI Bloom’a ilk kez katılan genç bir galeri olarak hangi sanatçılarla nasıl bir kurgu planlıyorsunuz?
CI Bloom’a küratöryel bir sergiyle katılacağız. “The Searchlight” başlığını taşıyacak bu kurgu, Virginia Woolf’un 1939 yılında kaleme aldığı aynı isimli öyküsünden yola çıkarak 13 sanatçıyı, geçmiş ve bugünün eşzamanlı olarak bir arada var olmasına izin verebilen bir teleskop odağında birleştiriyor.

Yeni kurulmuş bir galeri olarak bize Kairos’dan bahsedebilir misiniz? Hangi sanatçıları temsil ediyorsunuz?
Bilinen ve uygulanan galericilik anlayışından farklı olarak KAIROS, sanatçı ve üretim odaklı ilerleyerek bugünün seyircisi ve sanatçısının ihtiyaçlarına farklı bir soluk getirmeyi prensip ediniyor. Temsil ettiğimiz 11 sanatçımızla yakın temas kuruyor, beraber hayal ediyoruz. Farklı disiplinleri bir araya getirmek bizi çok heyecanlandırıyor. Temsil ettiğimiz sanatçılar şöyle; Can Akgümüş, Can İncekara, Ecem Yüksel, Gurur Birsin, Gülnihal Yıldız, Kazım Şimşek, Metehan Törer, Murat Balcı, Sezer Arıcı, ŞANT ve Ümmühan Yörük.

Galerinizde daha önce benzerine pek de rastlamadığımız bir sergi türü, farklı bir yaklaşım ve/veya bahsedebileceğiniz yeni bir teknoloji kullanımı var mı?
Sezon içinde bir geceliğine gerçekleşen özel davet serilerinin ilkini gerçekleştirdik. Her yıl düzenli olarak sergilerin bitiş ve başlangıç tarihleri arasında sürpriz bir şekilde beliren “Araf” sergilerinde plastik sanatları müzik ve performansla birleştirerek izleyiciye yeni bir zemin oluşturmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki sezondan itibarense yine farklı disiplinlerle bir araya geleceğimiz ve bizi çok heyecanlandıran “Dört Yapıt Dört Kors” etkinlik serimizi buradan duyurmuş olmaktan mutluluk duyuyorum.

DEN ART – Gülden Bostancı

Bu yıl ikincisi Lütfi Kırdar ve Rumeli Salonu’nda düzenlenen CI Bloom’a ilk kez katılan genç bir galeri olarak hangi sanatçılarla nasıl bir stant kurgusu planlıyorsunuz?
Den Art bir buçuk yıl önce Antalya’nın tek güncel sanat galerisi olarak kuruldu. CI Bloom için Antalya’da yaşayan ve üreten sanatçı ikilisi Ertuğrul Güngör ve Faruk Ertekin ile solo bir sergi kurguladık. Çocukluklarını Kütahya’da birlikte geçiren iki arkadaş, şimdiki zamandan yaşadıkları kentin eski anılarına ve kullandıkları seramik malzemenin geçmişine bakıyor.

“Dijitalleşme, NFT, yapay zekâ” Tüm bunlar sanatın rotasını nereye doğru çeviriyor? Genç bir galerici olarak bu gelişmeleri nasıl yorumlarsınız?
Dijital sanatın uzun zamandır güncel sanata çok önemli katkıları oldu ve olmaya devam ediyor. NFT ve yapay zekâ çalışmalarının şimdilik deneysel üretimler olduğunu düşünüyorum, bu halleriyle uzun vadeli olacaklarını sanmıyorum. Gelecekte farklı bir everilme yaşanırsa bu düşüncem değişebilir.

GALERİ BOSFOR – Gökşen Buğra

CI Bloom’a ilk kez katılan genç bir galeri olarak hangi sanatçılarla nasıl bir kurgu planlıyorsunuz?
Bosfor, genç bir galeri ama hem galeri ekibi hem de sanatçılarının uzun senelerdir Contemporary Istanbul deneyimi var. Bloom’daki standımız için bir yerleştirme danışmanı ile çalışıyoruz. Bosfor’un temsil ettiği sanatçılar, bir şiirin birimleri gibi müthiş bir ahenkle birbirini tamamlıyor. Bu yüzden standın kürasyonu, bizim için kolaylıkla ve keyifle çözümlediğimiz bir süreç oluyor.

Sanat dünyasındaki yenilikleri takip ederken nelere özen gösteriyorsunuz?
Sanatçıları takip ediyorum. Benim için yeniliğin tam anlamıyla karşılığı sanatçı atölyelerinde var. Onların dönüşümü, değişimi zamanın tanıklığını tutuyor. Bu, bir trendin takibi değil, trendleri biliyorum ve kendimi oraya kapılmaktan koruyorum.

Genç bir galeri olarak klasik galericilik anlayışını hangi yönlerinizle farklılaştırıyorsunuz?
Galerinin bir paylaşım alanı olarak konumlanması, ziyaretçisine kucak açması ilk hedefim. Sanatçıların izleyiciyle olan birebir diyaloğu ve diğer sanatçılarla kurduğu ilişkileri de çok önemsiyorum. Bosfor’un çevresine ve İstanbul’a katkıda bulunması için dinamik bir diyalog ortamı yaratması lazım. Biz de bunu galerinin açık iletişimiyle sağlıyoruz. Bir eser satışı yapmaktan çok bir yaşam stili öneriyoruz koleksiyonerlere, beğeniye değil sanat çevresinde zevkli bir dünya kurmaya eğiliyoruz.

SİMBART PROJECTS-Aslı Hatipoğlu

CI Bloom’a ilk kez katılan genç bir galeri olarak hangi sanatçılarla nasıl bir kurgu planlıyorsunuz? 

Simbart Projects olarak ilk CI Bloom katılımımızı temsil ettiğimiz beş sanatçımız ile gerçekleştireceğiz. Sanatçılarımız Medine İrak, Ezgi Yakın, Sibel Kırık, Dilara Göl ve Melis Erdem’in yeni ürettiği veya daha önce hiç gösterilmemiş eserlerine yer vereceğiz. Stant alanında bir bütünlük yaratması adına işlerin birbiri arasındaki diyaloğuna dikkat ederek, fuar alanında kürate edilmiş bir seçki göstermeyi planlıyoruz.

Simbart Projects’te çalışacağınız sanatçıları seçerken nelere önem veriyorsunuz?

Simbart, beş yıl önce kurulduğu günden bu yana çok özenle sanatçı seçim sürecini yönetiyoruz ve beraber çalışma fırsatı bulduğumuz tüm sanatçıların gelecek dönemde sıkça karşılacağınız isimler olacağını düşünüyoruz. Galeri olarak sanatçı odaklı olmak birinci önceliğimiz.

Türkiye sanat piyasasında keşke şöyle etkinlikler/müzeler/iletişimler olsa dediğimizde aklınıza gelen ilk üç şeyi bizim için sayar mısınız?

Yurtdışında olduğu gibi, sanat alışkanlığı kazandırmak adına iyi düşünülmüş programlar dahilinde istikrarlı devam edecek genç müze grupları, genç sanat etkinliklerinin olması çok önemli. Ayrıca doğru marka & sanatçı iş birliklerinin daha çok yapılmasını, yaratıcı sektörlerin bir araya gelerek dayanışma oluşturmasını değerli buluyoruz.