COUTURE ŞİMDİ LOUVRE’DA!

Louvre Müzesi kapılarını tarihinde ilk kez moda endüstrisine açıyor ve "Louvre Couture" sergisini ziyaretçileriyle buluşturuyor. 21 Temmuz 2025’e kadar gösterimde olacak bu heyecan verici sergi, moda ve sanatın kesişim noktasını araştırıyor ve çağdaş haute couture tasarımlarını müzenin dekoratif sanatlar koleksiyonuyla simultane bir perspektifle izlemeye imkan sağlıyor.

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi Louvre, ev sahibesi olan ve modanın başkenti kabul edilen Paris’e bir selam çakıyor ve şehir yüksek modaya saygı duruşuna geçiyor. Milyonlarca ilmekten süzülen Louvre Couture seçkisi müzenin dekoratif sanatlar koleksiyonuyla yan yana sergileniyor. Bu yaklaşım sayesinde müze kendi köklerinden kopmadığının sinyallerini verirken, izleyicilere de moda ve Fransız art de vivre’inin birbirini tamamlayan yanlarını gözlemleme, tarih ve estetik arasında diyalog kurma fırsatı sunuyor. Louvre Couture seçkisinde Chanel, Saint Laurent, Dior, Balenciaga ve Versace gibi moda dünyasının önde gelen markaları, Iris van Herpen gibi yenilikçi tasarımcıların 65 eseriyle bir arada sergileniyor. En çok dikkat çeken parçalar arasında John Galliano’nun 2006 yılında Dior için tasarladığı ipek balo elbisesi ve Alexander McQueen’in 2011 yılında tasarladığı “Armadillo” ayakkabıları bulunuyor. Sergide yer alan tasarımlar Louvre’un ikonik sanat eserlerinden esinlenerek yaratılmış parçaları da içeriyor. Dior etiketiyle sergilenen bir elbise müze koleksiyonunda yer alan Jacques-Louis David’in “Napolyon’un Taç Giyme Töreni” adlı tablosundaki işlemeli kaftandan ilham alırken, Iris van Herpen’in “Aeriform” koleksiyonuna ait bir diğer parça Louvre’un cam piramit yapısını andıran yenilikçi tasarımıyla göze çarpıyor. Meraklı gözlerden kaçmayan bu benzerlikler Louvre Couture seçkisinin tarihi ve modern unsurları bir araya getiren, zengin bir anlatı oluşturduğuna işaret ediyor.

LOUVRE’DA BİR İLK

Etkinliğin küratörü Olivier Gabet, serginin moda evlerinin Paris ile olan güçlü bağlarını temsil ettiğini ve Louvre’un da Paris’in kalbinde yer aldığını söylüyor. Gabet’nin bu sözleri kulaklarımızda alışılagelmiş bir Paris güzellemesi olarak çınlasa da, moda odaklı bu serginin Louvre için de bir ilk olduğu düşüncesine tutunup zihnimizdeki atlıları sakinleştiriyoruz. Nereden baksanız 1700’lerin sonlarında kurulmuş Louvre için bir mihenk taşı niteliğinde olan bu sergi, müzeyle moda endüstrisi arasında yepyeni bir bağ kuruyor. Louvre Couture seçkisi onlarca yıldır söylene gelen “Sanat modaya ilham verir” söylemini somut bir boyuta taşıyor ve tasarımcıların sanat eserlerinden nasıl ilham aldıklarını gözler önüne seriyor. Louvre gibi prestijli bir müzenin moda dünyasına kapılarını açması da modanın kültürel ve sanatsal değerinin altını kalın çizgilerle çiziyor. Louvre Couture yalnızca moda tutkunlarını değil, konudan bağımsız tüm Paris ziyaretçilerini de büyülemek üzere sergiye davet ediyor. Müze girişindeki çılgın kalabalığı geride bırakmak için web sitesinden online bilet almayı unutmayın! louvre.fr