DEBORAH LEVY – SICAK SÜT
Deborah Levy’nin, yazarlık hayatımda büyük bir ilham kaynağı olan ““Things I Don’t Want to Know” kitabını okuduktan sonra diğer kitaplarını da okumak istedim. Levy, Güney Afrika’daki çocukluğunu ve İngiltere’de “sürgündeymiş” gibi hissederek geçirdiği gençlik yıllarını anlattığı bu kitabını “yaşayan otobiyografisi” olarak tanımlıyor.
Bugünlerde, “Hot Milk (Sıcak Süt)” kitabını okuyorum. Romandaki baş karakter Sofia, Güney İspanya’da bir plajın barındayken laptop’unu düşürür ve bilgisayarın ekranı parçalanır. “Laptop’umun içinde tüm hayatım var ve beni herkesten iyi tanıyan tek şey o. Demek istediğim; eğer o kırıldıysa, ben de kırıldım ve parçalandım demektir.” Sonrasında ise Sofia’nın, annesinin rahatsızlığı ve babasının onları terk edişinden ötürü “beklemeye alınmış” bir hayatı olduğunu öğreniyoruz. Hot Milk, yavaş yavaş hakikati ve kişisel kimliğini gün yüzüne çıkararak Sofia’nın yaşamının derinlerine inen zengin bir roman.