MİKROPLASTİKLERİN HATIRLATTIKLARI
Kopenhag menşeli bir gıda marka ve iletişim firması olan Sweet Sneak, “The Microplastic Series” koleksiyonu ise tek kullanımlık plastiklerin ve ambalajların doğada bıraktığı kalıcı izlerin altını çizmek amacıyla doğuyor.
Bu çalışmayı çarpıcı kılan fotoğraf sanatçısı Morten Bentzon’un uygunsuz gerçeğimizi estetik bir yönle yüzümüze vuran fotoğrafları. Uzaktan bakınca, önce bir göz yanılması yaşadığımızı; sanki iştah açıcı bir sushi ya da bal kavanozu gördüğümüzü sanıyoruz ancak yeterince odaklanınca işin aslını fark ediyoruz. Stüdyonun amacı da bu zaten; onlar işleri gereği sıklıkla en sevdiğimiz yemekleri mümkün olan en estetik biçimde sunuyorlar. Bu tutumları, The Microplastic Series’de de değişmiyor ancak detaylara inildikçe durumun vahameti anlaşılıyor. Bentzon’un objektifi, gözle göremediğimiz mikroplastikleri görünür kılıyor ve işin acı yanı, görseller gerçeğe mercek tutuyor.
Stüdyo bu çalışmasının arkasındaki düşüncelerinin, ortadaki sorunları işin çirkin yüzünü göstermeden hatırlatmak olduğunu söylüyor. Gıda israfı, sürdürülebilir olmayan paketlemeler ve tüketim alışkanlıklarımızın doğa üzerindeki etkisi günün sonunda soframıza ve çoğu zaman biz farkında olmadan midemize ulaşıyor.
Plastik kirliliği doğada kalıcı hasar oluşturan etmenlerin başını çekiyor. Üstelik bu atıklar kaybolmaktansa giderek küçülüyor ve adının önüne “mikro” ekini böyle alıyor. Yakın geçmişteki verilere göre plastik üretimi günümüzde, daha önce hiç olmadığı kadar fazla ve her yıl okyanuslara atılan plastik miktarı 13 milyon tonu geçiyor. Yani asıl sorun plastiğin kendisinden çok onu üreten ve tüketenler. Her birimiz yılda 50 bini aşkın mikroplastik partikülü tüketiyoruz ve bu plastikler suya, havaya, doğaya, doğadaki canlılara karışıyor.
Stüdyo mikroplastiklerin bu yolculuğunu kısaca açıklıyor. “Çok küçük olduklarından dolayı, filtreleme sistemlerinden takılmadan geçebiliyor ve okyanuslar ile oradaki canlılara karışabiliyor. Planktonlar, ahtapotlar, midyeler, istiridyeler, balıklar ve deniz kuşları bu mikroplastikleri tüketiyor. Onlarla beslenen etobur canlılar yoluyla da mikroplastikler besin zincirinde yukarı tırmanıyor.” Bilim insanları deniz tuzunda, balda ve birada dahi artıklara rastlıyor.
Böyle bir çalışma, içinde bulunduğumuz zor günlerde maalesef farklı bir anlam kazanıyor. Dünya çapında yaşanan salgının bir etkisi de, dünyanın temizlenmeye başladığını gösteren kanıtlarda ortaya çıkıyor. Haftalar içinde dünya genelinde hava kirliliğinin ciddi oranda azalmasından Venedik kanallarında balıkların çoğalmasına, insan eli değmeyen doğanın kendini canlandırmasına kadar, ne yazık ki bize unuttuğumuz ya da belki hayatın koşturması içinde hatırlamamayı seçtiğimiz bazı gerçekleri zor yoldan gösteriyor.