NAOMI IN FASHION

Victoria & Albert Müzesi’nde gösterimde olan “NAOMI IN FASHION” sergisi, süper model Naomi Campbell’ın 40 yıla yayılan kariyerine ışık tutuyor.

2 Ocak 2025| FINDS| BEGÜM EROL

6 Nisan 2025’e kadar ziyaret edilebilecek bu özel sergi, Naomi Campbell’ın kariyerine farklı bir bakış sunuyor. Moda meraklıları, sergide Alexander McQueen, Anna Sui, Azzedine Alaïa, John Galliano gibi efsanevi tasarımcıların kreasyonlarını Campbell’ın zamansız duruşuyla keşfetme fırsatı buluyor. Sergide Naomi Campbell’ın; sektördeki yerini sosyal değişim adına ne şekilde kullandığını gözler önüne seren dokunuşlar da var. Nelson Mandela gibi figürlerin ona rehberlik edişine de değinen bu seçki, hem bir ilki gerçekleştiriyor hem de moda dünyasının dönüşümüne öncülük eden bir yıldızı onurlandırıyor.

MODA DÜNYASINDA EZBER BOZAN BIR SIMA

Sergi, Naomi Campbell’ın kariyerindeki dönüm noktalarını baştan sona kapsıyor. İlk bölüm, Campbell’ın imza yürüyüşünü yansıtan video kliplerle başlıyor. Ardından, “Becoming Naomi” başlıklı kısımda, süper modelin Yves Saint Laurent Sonbahar/Kış 1987 koleksiyonunda giydiği tüylü kokteyl elbise ile kariyerinin başlangıç günlerine yolculuk yapılıyor. Bu bölüm Campbell’ın 1988 Ağustos Vogue Paris kapağında yer alan; ilk siyahi model olarak tarihe geçtiği Patrick Demarchelier imzalı fotoğrafı da içeriyor.

“Supermodel” başlıklı bölümde ise Campbell’ın Vivienne Westwood’un 1993’teki defilesinde yüksek mavi platform topuklularla yürürken yere düştüğü ve o anı zarafetle sahiplendiği efsanevi durum yeniden hatırlatılıyor.

AZZEDINE ALAÏA

Ziyaretçiler ayrıca Naomi Campbell ile Tunus doğumlu tasarımcı Azzedine Alaïa arasındaki özel bağa tanıklık ediyor. Annesinin izniyle Alaïa’nın evinde yaşamaya başlayan Campbell, tasarımcının kreasyonlarına ilham kaynağı olmuştu. Bu döneme ait Alaïa Sonbahar/Kış 1991 koleksiyonundan leopar desenli triko tulum, Herb Ritts’in Interview Magazine için çektiği unutulmaz bir fotoğraf eşliğinde sunuluyor.

GERÇEK BİR İKON

“Spotlight” bölümü, Campbell’ı siyahi kadınların moda ve medya dünyasındaki yükselişini temsil eden bir figür olarak ele alıyor. Burada, 1990’larda mahkeme kararıyla gerçekleştirdiği kamu hizmetinden bir sahne anılıyor. Evinde çalışan yardımcısına sinirlenerek telefonunu fırlattığı için aldığı ceza kapsamında beş günlük kamu hizmetini tamamlayan Campbell, bu süreçte paparaziler tarafından her gün takip edilmişti. Ancak, son gününde Dolce & Gabbana imzalı şaşalı bir elbise giyerek, bu durumu kendi lehine çevirdi ve tarzını ortaya koymuş oldu. Bu hareket, onun ikon statüsünü ve duruşunu vurgulayan unutulmaz bir an olarak sergide öne çıkan detaylardan biri.

Son olarak, “Exemplar” ve “Archetype” bölümleri, Naomi Campbell’ın Dolce & Gabbana, Vivienne Westwood, Jean Paul Gaultier gibi markalarla yaptığı iş birliklerinin altını çiziyor ve modelin sektöre olan katkılarını kutluyor. Virgil Abloh’nun Off-White koleksiyonundan parçalar, Rizman Ruzaini’nin 35.000 kristalle süslenmiş elbisesi ve Campbell’ın Pierpaolo Piccioli imzalı pembe Met Gala elbisesi gibi eşsiz görünümler serginin yıldızları arasında yer alıyor.

“NAOMI: In Fashion”, yalnızca bir süper modelin değil, aynı zamanda moda dünyasının değişiminde etkili olmuş bir sembolün hikâyesini anlatıyor.