MELİKE ALTINIŞIK

Birkaç milyon yıl olmuştur herhalde seninle tanışalı. Kim bilir ilk tanıştığımızda biz hangi enerji formunda, sağa sola savrulan moleküler parçaları olarak dolaşıyorduk etrafta.
Hala yeni sayılırız oysa senin düzende. Birkaç milyon yıl dediğin, senin bir göz açıp kapamana bakıyor zaten.
Tüm kafa karışıklığımıza, hala meseleyi anlamamıza, kaynaklarını sorumsuzca tırmalamamıza rağmen bizden vazgeçmemiş olan bana büyük bir mucize gibi geliyor.
DNA’mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir… Çöken yıldızları ellerinle toplamış, hafif ufalamış, elindeki tozlardan ‘insan’ yaratmışsın özene bezene. Yıldız tozlarıyız aslında. Unutuyoruz çoğu zaman bunu. Hoş gör sen.
Kendi derinliğimizde kaybolup duruyoruz genelde. Yutuyor bizi zaman.
Oysa hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığının canlı kanıtısın önümüzde.
Düzensin. Uyumsun. Sistemsin.

Bakmasını, görmesini, okumasını bilene her yerdesin, her denklemin karşılığı, her sorunun yanıtısın. Karanlığın tam ortasındaki ışık, karmaşanın içindeki huzursun.
Yazara sorsan iki kelime arasındaki hece boşluğunda, bir cümlenin içinde taşıdığı dengede seni görür. Ressamın kapısını çalsan renklerin birbirine karıştığında senin o sonsuz kollarına kavuştuğundan bahseder.
Biz, mimarlara gelince…
ABD’li gökbilimci ve astrobiyolog Carl Edward Sagan’ı tanırsın. Az eteğini çekiştirmemiştir büyük ihtimal, seni biraz olsun daha yakından tanımak ve bize hem seni hem bizi daha iyi anlatabilmek için. Onun “bir yerde inanılmaz bir şey keşfedilmeyi bekliyor” cümlesini ne zaman hatırlasam bir şimşek çakar gözümde. Ve bir anda doğayı daha matematik görmeye başlarım. İlkokulda bize öğretilen basit bir toplama, çıkarma, bölme ve çarpma işlemini kullanarak, var olmaya devam etmek için nasıl sistematiğini koruduğuna; korurken bir yandan kendini geliştirdiğine ve yenilediğine şahit olurum. Yapıcı olmayı, verilenle yetinmeyi, günümüzün kaynaklarını kullanarak ihtiyaca yönelik sistemler geliştirmeyi yine senden öğrenirim.
“Nasıl düşüneceğini bilmek, sadece ne düşüneceğini bilenlerin çok daha ötesinde olmanı sağlayacaktır” demişti zamanında Carl’ın öğrencisi astro gökbilimci Neil deGrasse Tyson. Onu da tanırsın. Koca cüsseli, çocuksu suratlı bir adam. Düşünce yolları diziyorsun önümüze, her başımızın sıkıştığını gördüğünde. Daha başka ne yapabilirsin ki bizim için.

Doğanın, matematiğin, yeryüzündeki tüm bilim dallarının mimarı olduğun için…
Bize içindeki o büyülü karmaşayı cömertçe sunduğun için…
Bahçende oynamamıza izin verdiğin için…
Nasıl düşüneceğimizi dahi bilemediğimiz zamanlarda göz hizamıza çaktırmadan iliştirdiğin ipuçları için…

Minnettarım.
Sevgiler,