St. Moritz’te Gerçekleşen Nomad Sanat Fuarının Ardından

Sanat ve tasarım dünyasının en özel duraklarından biri olan Nomad, 15. edisyonu için St. Moritz’e geri döndü. Engadin Vadisi’nin büyüleyici manzarasına karşı konumlanan etkinlik, bu yıl şehir merkezindeki eski Klinik Gut binasında gerçekleşti.

İsviçre’nin gözde kayak destinasyonu olmasının yanı sıra sanat koleksiyonerleri ve zevk sahibi isimler için bir buluşma noktası olan St. Moritz, Nomad ile bu geleneğini sürdürüyor. “Bu fuarın bir parçası olmak ve St. Moritz’in sanat dolu tarihine katkıda bulunmak büyük bir keyif. Üstelik burada, şehirle organik bir bağ kuran sanatçıları sergilemek adeta döngüyü tamamlamak gibi.” diyor prestijli İsviçre galerisi von Bartha’dan Hester Koper. Daha büyük ve kaotik sanat fuarlarının aksine Nomad, kompakt ve özel bir deneyim sunuyor. Uzun koridorlarda telaş içinde dolaşmak yerine, ziyaretçiler özenle kurgulanmış mekânlarda, adeta bir koleksiyoncunun dünyasına adım atıyor. Merkezî konum, ziyaretçilere sergiyi tekrar tekrar keşfetme şansı tanırken, eserler üzerine düşünmek ve hatta satın alma kararı almak için ideal bir atmosfer yaratıyor.

Bu yıl, koleksiyonluk tasarımlarla birlikte güzel sanat eserlerinin de giderek artan varlığı dikkat çekti. 20. yüzyıl sanat ve tasarımına olan ilginin büyümesi ve hatta antikalara yönelen bir eğilim, sanat piyasasındaki değişimlere dair ipuçları verdi. Küresel ekonomik belirsizlik mi, yoksa hızla değişen zamanlara duyulan kolektif bir nostalji mi? Sebebi ne olursa olsun, Nomad’da bu yıl hem geçmişe hem de geleceğe uzanan bir perspektif hâkimdi. Eski klinik binasının Alp tarzı ahşap panelleri, içeriğe sıcak bir doku katarken, malzeme seçimi mekânın ruhuna dokunuyordu. Nomad’ın olmazsa olmazı Murano camları göz alıcı bir şekilde sergilendi. Dev ahşap tasarımlar ve tüylü dokular ise Alp estetiğini pekiştirdi. Öne çıkan bölümlerden biri, von Bartha’nın terasında sergilenen Barry Flanagan’ın Cricketer heykeliydi. Engadin zirvelerine doğru harekete geçecekmiş gibi görünen bu dinamik eser, fuarın en dikkat çekicilerinden biri oldu. Galleria Luisa Della Piane’nin terasında ise Giovanni De Francesco’nun WHERE IS MY MIND? adlı heykeli, izleyicilere yeni bir bakış açısı sundu. Aynı galeri, Gaetano Pesce’nin sürrealist sanat eserleri gibi ışıldayan heykelsi lambalarını da sergileyerek koleksiyoncuları büyüledi. Nomad’ın öne çıkan anlarından biri de Nilufar Gallery’nin, Christian Pellizzari’nin Frosted Mirror Syriacus enstalasyonunu tanıtmak için düzenlediği özel kokteyldi. Karda konumlanan ışık heykelleri, doğanın kırılganlığı ve dayanıklılığı arasındaki dengeyi yansıtan şiirsel bir atmosfer yarattı.

Büyük ölçekli sanat fuarlarının ticari baskısından uzak, Nomad rahat bir tempoda ilerleyen, küratörlüğüyle dikkat çeken bir buluşma noktası olmayı sürdürüyor. Üç gün boyunca sanat, tasarım ve Nomad topluluğu ile dolu dolu vakit geçiren ziyaretçiler, fuardan yorgun değil, aksine ilham dolu ayrıldı. Alp manzaraları eşliğinde sanat ve tasarım keşfine çıkmak isteyenler için Nomad, kaçırılmaması gereken bir durak.