İsrailli heykel sanatçısı Ronit Baranga’nın estetiğini ifade etmenin en kısa yollarından biri, büyü kelimesi. Hatta belki, büyülü gerçeklik. Çünkü onun işlerine uzaktan baktığınıza sofra takımlarını, tabakları, kavanozları, kaseleri görüyorsunuz. Ancak yaklaştıkça o bahsettiğimiz büyülü dünyanın kapıları aralanıyor ve bir zamanlar sıradan olan eşyalar, birer masal kahramanına dönüşüyor. Karşısınızdaki heykeller sizinle konuşuyor, belki ifadeleriyle sizi gülümsetiyor ya da belki korkutuyor ancak her durumda, onları daha fazla inceleme isteği uyandırıyor. Onun amacı da tam olarak bu: Bizim hangi duyguları hissedeceğimizi düşünerek çalışmıyor, üstelik işlerinin bakan kişide birçok farklı fikir uyandıracağının farkında.

Dünyayı siyah ve beyazdan ibaret görmemeye başlayınca, insan doğasının karmaşık yapısını anlamaya çalıştıkça Ronit Baranga’nın çalışmalarının bizim için anlamı da farklılaşıyor, zenginleşiyor. Onun heykelleri ve figürleri, insan bedeninden; parmaklardan, ağızlardan, ellerden, postürlerden ilham alıyor, onun birikimini evrensel bir dile çeviriyor. Sonuçta hayat karmaşık, insanlar karmaşık ve aslında en basit olduğunu düşündüklerimiz bile tek boyutlu değil. Baranga’nın küçük şeytanları, konuşan tabakları ya da kesik elleri de bu karmaşıklığın birer sembolü.

Ronit Baranga, Haifa Üniversitesi’nde Psikoloji ve Edebiyat eğitiminden sonra Tel-Aviv Üniversitesi’nde Sanat Tarihi ve İsrail’in Beit Berl Koleji’nde Güzel Sanatlar eğitimleri alıyor. Sanatçının akademik geçmişinde psikoloji, edebiyat ve sanat tarihi bir arada yer alınca, ürettiği figüratif işler daha da anlam kazanıyor çünkü her eseri hem yaşam hem natürmort arasında, hem gerçek hem de kurgu dünyalarda.

Bugüne dek dünyanın çok farklı noktalarında birçok grup sergisinde işleri sergilenen Baranga, artık Sanayi313’ün de misafiri. Türkiye’de Pg Art Gallery’nin temsil ettiği sanatçının eserlerini Sanayi313 Koleksiyonu’nda inceleyebilirsiniz.