DİRİMART – HİKAYESİ DE EKİBİ DE BİR BAŞKA!
Dirimart’ın sanat dünyasına kattığı büyünün arkasında harika bir ekip var. Onları yakından tanımak adına kendilerine şöyle bir soru yönelttik;
Dirimart arşivinden dokunma duyunuzu uyandıran veya ruhani olarak size çok dokunduğunu düşündüğünüz bir eseri seçip, bu anlamda size ne ifade ettiğini kaleme alır mısınız??
Dilruba Ayhan - Medya İlişkileri
“Acaba camın üzerindeki ünlem; bir oturma odası mı, kafe mi yoksa bir mutfak mı olduğu muğlaklık taşıyan buğulu belirsizlikte oturan küçük çocuğun isyanı mıdır?”
Baran Bayda – Operasyon Koordinatörü
“Hem Miss Mon’un esinlendiği semt (Dolapdere), hem de Dirimart’ın Dolapdere’de konumlanması bu eserin benim hayatıma “dokunduğunun” bir göstergesi diyebilirim.”
Ayşe Aktunalı – Sanatçı İlişkileri
“Seçkin Pirim’in ‘Ruh’ isimli eseri bana göre samimiyeti odak noktası olarak alıyor.”
Canan Erbil – Sanatçı İlişkileri
“Immersive Integral Radiance eserine her baktığımda sanatçının performatif hatta büyük oranda meditatif de denebilecek anlarını hayal etmekten kendimi alamam.”
Cem Karakaya – Galeri Asistanı
“Buraya mı aidim yoksa bambaşka bir yere mi? Yersiz, yurtsuz hatta köksüz olabilir miyim?”
Dilara Altuğ – Sanatçı İlişkileri
“Ayşe Erkmen’in Encircled isimli heykeli rengi, formu ve konumlandırılma şekli açısından görme ve işitme gibi temel iletişim kanallarımızın dışında bende “dokunma“ duygusu uyandıran bir iş.”
Levent Özmen - Direktör
“Zimmerman için önemli bir dönüm noktası oluşundan ötürü kendimi bu esere çok yakın hissediyorum. Esere bakarken sanatçının heyecanını paylaşıyorum gibi hissediyorum.”
Senem Özgören - Direktör
“Sözcükler bana hep dokunur. Güzel bir cümle, bir ses tonu ve mesajlar.”
Çiçek Öztek – Yayınlar Direktörü
“Saçlarından bal dökülen, etrafları arı bulutuyla kaplı, emeğin, topluluk halinde çalışmanın, güzelliğin sembolü olan o kadınlar (tıpkı arılar gibi)...”
Zeynep Yazıcı – Kurumsal İletişim Direktörü
“Aliye Berger 1955 yılının Eylül ayında atölyesinin yandığını görür. Muhakkak ki onda derinlere dokunur bu. Yangını resmediverir çabucak.”
Alca Ağabeyoğlu – Sanatçı İlişkileri
“Sanat alanına son derece yabancı olan buluntu malzemeleri tamamen farklı bir ortama yerleştirerek onlardan sanat yapan Anselm Reyle’nin imza çalışmalarından folyo resimleri (foil paintings) izleyicide esere dokunma isteği uyandıran müthiş bir yanılgı yaratıyor.”
Dirimart 2002 yılında Hazer Özil tarafından Nişantaşı, İstanbul’da kapılarını açtı. Bugüne kadar Thomas Bayrle, Hermann Nitsch, Shirin Neshat, Bernard Frize, Julian Rosefeldt, Candida Höfer, Franz Ackermann, Peter Zimmermann, Sarah Morris ve Ghada Amer gibi dünyada beğeni gören sanatçıları başarıyla Türkiye’de ilk kez sergiledi. Bir yandan da Sarkis, Ayşe Erkmen, Hayal Pozantı, Nasan Tur, Güçlü Öztekin, Nuri Bilge Ceylan, Özlem Günyol-Mustafa Kunt ve 20. yüzyılda aktif olan Fahrelnissa Zeid, Âbidin Elderoğlu ile Yüksel Arslan gibi Türkiye’den sanatçıları dünyada temsil etmeyi misyon edindi.
Dirimart, Mayıs 2016’da Dolapdere’deki mekânını açtı. İstanbul’un en büyük galerilerinden biri olan Dirimart, Studio MDA’in kurucusu Mimar Markus Dochantschi tarafından tasarlanmış olan geniş sergi ve ofis alanına ve bir açık hava heykel bahçesine sahip.
Daha fazlası için #Sanayi313Paper