MARIA, CALLAS’I ANLATIYOR
Ona kalsa sadece “Maria” olarak yaşayacaktı hayatını. Maria’nın devamında gelen ve taşıması gereken bir de “Callas” kısmı var ki ‘gelmiş geçmiş en büyük opera sesi’ unvanıyla eş değer.
İnsan bedenine sığmamış, çağlara yayılmış sesinin altındaki gerçek Maria Callas, Tom Volfe imzalı belgeselde, daha önce paylaşılmamış fotoğraf, görüntü ve ses kayıtları, Joyce DiDonato tarafından seslendirilen günlükleri ve mektupları eşliğinde, kendisini anlatıyor.
Yunan göçmeni bir ailenin kızı olarak New York’ta dünyaya gelmesi, eğitim yıllarını Yunanistan’da geçirmesi, sesinin yavaş yavaş ‘Callas’a’ dönmesi, annesiyle yaşadığı problemli ilişki, İtalyan soprano Renaya Tebaldi ile yaşadığı ezeli rekabet, belgeselin ana noktalarından.
Karakteri de silueti de tıpkı sesi gibi: Kırılmaz, kurşun geçirmez, eğilmez, bükülmez. En büyük aşkı Aristotle Onassis, Jackie Kennedy ile evlenince aşk acısını mektuplarına gömüyor, “İtilip kakılmaktan hoşlanmam” cümlesiyle dik duruşundan taviz vermiyor.
Callas, icra ettiğini önce hissetmesi gerektiğini söylüyor belgeselin bir noktasında. Hissetmesi içinse önce yaşaması…