Cam sanatçısı Felekşan Onar ile Enis Karavil arasında gerçekleşen sıcacık sohbetten aklımızda yer edenler...

"Çalıştığım zamanlarda sanat hakkında düşünmüyorum. Hayat hakkında düşünmeye çalışıyorum." - Basquiat

Gözlerinizi kapatın ve karşınızdaki sınırsız karanlığın sizi Londra’daki Antony Gormley sergisine götürmesine izin verin. #sanayi313Pioneers

“‘Nasılsın?’ birine sorulabilecek en güzel sorudur bence.”

Terapi niyetine mizah deyince akla hemen onun adı gelir.

Şahsına münhasır Alaturcahouse’ta her şey kişisel zevklere göre seçilmiş. Göz önünde olmayı sevmeyen Erkal Aksoy, tarzını eklektik galerisine de yansıtmış. Yazı: Pelin Kestanecioğlu…

Duyabileceğiniz en naif ve en çıplak David Bowie sesi ve başka kıymetli kayıtlar…

Yolları olmayan, yalnızca kanallardan oluşan bir şehir, hem de kanallar Rönesans ve Gotik binalar ile dizili. Belki de dünyanın en güzel şehri; suyun şehri…

Assouline’den çıkan “Dinner Diaries” kitabı akşam yemeğinde konuk ağırlama sanatının tüm inceliklerini, pratiğe yönelik püf noktaları ve faydalı anekdotlarıyla birlikte……

Fransız tasarımcı Andrée Putman’ın uzun hayatı, sanki perde arkasında sürekli kıyafet değiştirip farklı rollere büründüğü bir sahne gösterisi gibi. #sanayi313Pioneers

Fernando Laposse’un hikayesi Meksika’dan Londra’ya, oradan da dünyaya yayılıyor.

İstanbul’da sanatın en yoğun yaşandığı ay eylül, benim için ANI(T)SAL TAHRİBAT sergisiyle başladı.

Botanist FEM GÜÇLÜTÜRK’ün Çıtlık Ağacına yazdığı aşk mektubu aşkın sınırlarını aşıyor.

Gizli aşıklar, saklı renkler ve hiç bitmeyen mucizeler.

Medina del Campo’da İspanya’nın tarihini sokaklarında, halka açık yerlerinde ve şehir merkezindeki üst üste dizilmiş binalarında yaşayabilirsiniz. İspanya Kraliçesi Isabella’nın şehrine…

En yakın dost, şehre yakın kaçış noktası, rahatlatan derin bir nefes, belki de bir avuç çamurun aldığı şekil… Yazı: Pelin Kestanecioğlu Fotoğraf: Nazlı Erdemirel

"En sevdiğim moda akımı 60’lar; kahküller, yüksek beller."

Brütalist mimarinin en iyi örneklerinden biri olan The Barbican Centre acımasız bir çirkinlik abidesi mi yoksa mimari bir cevher mi?