78 NUMARA

Londra’da yaşamaya başladıktan sonra bir İngiliz geleneği olarak anılan “High Tea’ye” merak saldım. Yediklerimden, tattıklarımdan çok gördüklerimden etkilendiğimi fark ettim. Bana göre “Afternoon Tea’yi” (çay saati) farklı kılan kullanılan servislerdi. Değişik dönemlerin etkisinde kalmış olan çaydanlıkların farklı hikâye ve zamanların kahramanları olması merakımı giderek arttırdı.

Küçük yaşımda ilk olarak anneannemin evinde tanıştığım çaydanlıklara sahip olma sırası artık bana da gelmişti. Londra’da bulunduğum sıralarda bir koleksiyona dönüşebileceğini hayal bile edemeden Portobello’da yüzlerce çaydanlığın arasından anneannemin çay takımına en çok benzeyen ilk çaydanlığımın sahibi olmuştum. Benim için ağızlarının, tutacaklarının ve malzemelerin birbirinden farklı olması önemliydi. Koleksiyon şekillendikçe farklı çaydanlıklar araştırmak ve bulmak artık heyecanlı bir serüvene dönüşmüştü.

Minimal abartıyı tasarımlarında yansıtmayı seven bir koleksiyoner olarak bugün birbirinden farklı özel ve güzel olduğuna inandığım 77 çaydanlığım var. Son seyahatimde Paris, Clignancourt’da (le Marché aux Puces de Saint-Ouen) karşılaştığım pleksi tutacaklı çaydanlığı dükkânın kapalı olmasından dolayı koleksiyonuma ekleyemedim ama aklıma yazdım ve beni orada beklediğini biliyorum. 78 numarayı almak için sabırsızlanıyorum.